Kesinlikle Yeniden Çekilmesi Gereken Ürkütücü ve Gerilim Dolu Korku Filmleri

Yönetmen Bryan Bertino’nun çocukluğunda yaşadığı ve etkisinden çıkamadığı bir olayı senaryosunu yazıp beyaz perdeye aktardığı bu sinemada Kristin McKay ve James Hoyt çiftinin yaşadığı travma anlatılıyor. McKay ve Hoyt, bir arkadaşlarının düğününe katılır. Döndüklerinde, James’in ailesinin yazlık evinde bir gece geçirmeyi planlıyorlar. Romantik geceleri, tanımadıkları üç kişinin ortaya çıkıp hayatlarını cehenneme çevirmesiyle devam edecek. İnandıklarına inandıkları evleri bu maskeli yabancılar tarafından tam bir terör ortamına dönüştürülürken, efsane Liv Tyler göze hitap etmektedir.

Bebek sahibi olmaya çalışan genç bir çift, Central Park West’te yaşlanan, lüks bir daireye taşınır ve kendilerini garip komşularla çevrili bulurlar. Guy tanınmış bir aktör olmaya çalışmaktadır ve güzel eşi Rosemary ile birlikte yeni bir hayata başlamak için New York’a taşınır. Rosemary, New York’ta taşındıkları evde üst komşularının aşırı misafirperver davranışları sonucunda şüphelenir ama kocası bu endişelere bir anlam veremez. Bir gün genç bayan kabusunda şeytan tarafından taciz edilir ve gerçek hayatta hamile kalır. Birlikte, genç çiftin gizemi daha da karmaşık hale gelir.

Son dönem gerilim sinemalarının senaryolarında cep telefonları yer almaya başladı. İşte ‘Bir Cevapsız Arama’ filmi yine garip cep telefonu mesajlarıyla insanları yakalamayı görev edinmiş gizemli bir ‘telefon sapığının’ yardımıyla meydana gelen ölümleri konu alıyor.

En tanınmış televizyon kanallarından biri olan CNN tarafından yaptırılan bir anket, insanların üçte birinin hayaletlere inandığını ortaya koydu. Ayrıca, hayalet görüntüleme – hatta ölen kişilerin fotoğraflarda tasvir edilmesi – giderek daha fazla ilgi uyandırmaya başladı. Ruhları tasvir etmek her zaman bir muammadır.

Karen Davis, Amerika’dan Tokyo’ya gelen bir öğrencidir. Okuduğu eğitim nedeniyle sosyal hizmetler yapmak zorundadır. Hastalarla ilgilenmeyi de tercih ediyor, o. Yatalak bir bayana bakmakla görevlendirildi, o. Ancak kaldığı evde garip şeyler olur. Özellikle üst kattan gelen yabancı sesler. İntikam peşinde koşan ve genellikle kurbanlarına hükmeden doğaüstü bir ruhla karşı karşıya kalır. Bir dizi korkunç ve gizemli ölüm meydana gelmeye başlar. Buna neden olan ruh, bu kurbanları lanetledi. Karen ise bir sonraki kurban konumuna düşer düşmez bu büyüyü bozmanın çaresini bulmak zorundadır.

Molly Hartley 17 yaşında annesi tarafından bıçaklanmıştır. Bu olaydan sonra yeni bir başlangıç ​​yapmak için babasıyla başka bir yere taşınır ve yeni bir okula kayıt olur. Ancak olayın travması Molly’yi bırakmaz ve kabuslar görür. Bunun sadece ruhani bir durum olduğunu düşünen Molly, ailesinin Molly konusunda Şeytan’la anlaşma yaptığını fark eder.

Bebekleri anne karnında iken hayatlarını kaybeden Kate ve John büyük bir travma yaşadılar. Hayatları perişan olan çift bir çıkış yolu bulmalıdır. Bu trajik olay hem evliliklerini hem de Kate’in kırılgan ruh halini olumsuz etkilemiştir çünkü Kate geçmişinden gelen kabusların ve şeytani ruhların pençesindedir…

Kısa sürede ABD gişesinde 3. sırayı almayı başaran Black Magic’te senaryosu klişelere dayalı gibi görünse de sıradan bir banka memuru olan Christine Brown’ın korku dolu maceraları anlatılıyor. Her zaman bankada gördüklerini yaparak zamanını doldurmaya çalışan kahramanımız, karşısına şeytani ruha sahip bir müşteri çıkacaktır. Bu kötü haberci, müvekkili tarafından doğaüstü güçler kullanılarak lanetlendiğinde Christine kendini bir cehennem çukurunda bulur.

Yazar John James, çok zorlu bir boşanma sürecinden yeni çıkmış sevgi dolu bir babadır. Şimdi iki çocuğuyla birlikte, sıkıntılı günlerini geride bırakmayı umarak Güney Carolina’da gözlerden uzak bir çiftliğe taşınır. Ancak kızı Louisa yaşadıkları yer şehirden uzak olduğu için bu durumdan pek hoşlanmaz. Kısa bir süre sonra aile, arazinin kenarındaki eski bir mezarla ilgili gibi görünen garip sesler duymaya başlar. Günler geçtikçe Louisa tuhaf davranmaya başlar. John sorunun özüne inmeye çalıştığında, çiftlikte sandığı kadar yalnız olmadıklarını keşfeder.

Antarktika’daki bir araştırma ekibi, kurbanlarının görünümüne bürünen şekil değiştiren bir uzaylı tarafından avlanır. Antarktika’ya giden araştırmacılar farklı olayların olduğunu fark ederler ve esrarengiz olayları çözmeye karar verirler. Ancak burada hiç tanımadıkları bir cinsle karşı karşıya gelirler.

Şehirde bir efsane dolaşıyor. Rivayete göre insanların seyrettiği bir kaset bu kişilerin yedi gün sonra ölmesine sebep oluyor. Sırf bu kasetleri izledikleri için dört gencin şüpheli bir şekilde öldüğü söyleniyor. Rachel, bu garip olayları bir şekilde gün ışığına çıkarmaya kararlıdır. Ancak araştırması sırasında küçük oğluyla birlikte kaseti izlemek zorunda kaldı. Rachel’ın artık bunları halletmek için sadece yedi günü var.

Genç bir kız gizemli bir varlık tarafından ele geçirildiğinde, annesi kızını kurtarmak için iki rahibin yardımına başvurur. 12 yaşındaki kızının titreme ve garip sesler çıkarma gibi sorunları olduktan sonra Chris, kızını birçok doktora gösterir ancak herhangi bir şikayeti bulunamaz. Kızını aynı zamanda psikiyatrist olan babaya götüren anne, çocuğunun içine şeytanın girdiğini öğrenir. Bunun üzerine küçük kızın ailesi çaresizce çocuklarını kurtarmaya çalışır.

Anna hayatını acı içinde yaşamaya çalışan genç bir adamdır. Kısa bir süre önce ölen annesinin yaşadığı travmayı bir türlü atlatamadı. Bu beklenmedik ve trajik kaybın ardından hastanede kaldıktan sonra evine döner. Tam kederi yatışırken, babasının annesinin hemşiresi Rachel ile nişanlandığını öğrenince yeniden depresyona girecektir. Anna, o gece annesinin hayaleti tarafından ziyaret edilir ve Rachel, ne yapmak istediği konusunda onu uyarır. Sonra Anna ve kız kardeşi, babalarını nişanlısının göründüğü gibi olmadığına ikna etmeye çalışır. Bu durum artık üvey anne ile üvey kızı arasında ölümcül bir çatışmaya dönüşmüştür. Ring and Doubt yapımcılarının son filmi The Uninvited, Kim Jee-Woon’un 2003 yapımı Kore anksiyete filminden uyarlanmıştır.

1963 Cadılar Bayramı gecesinde kız kardeşini öldürdükten on beş yıl sonra, Michael Myers bir akıl hastanesinden kaçar ve tekrar öldürmek için Illinois, Haddonfield adlı küçük bir kasabaya döner. Yıllar sonra mahallesine gelen sapık bir katilin kurbanları arasında terör ve kovalamacayı konu alan bir filmdir.

Robert ve Katherine Thorn her şeye sahip gibi görünüyor. Mutlu bir evlilikleri var ve Robert ABD’nin Büyük Britanya Büyükelçisi ama çocukları yok. Katharine’in ölmüş bir çocuğu olduğunda, hastanede bir rahip Robert’a yaklaşır ve annesi doğum sırasında yeni ölmüş sağlıklı bir yenidoğanı evlat edinmelerini önerir. Bunu karısına söylemeden kabul eden Robert, Londra’ya taşındıktan sonra garip olaylar sonucunda karısına haber vermeden hastaneden aldığı bebeğin şeytanla anlaştığını düşünür.